Hz Muhammedin Veda Hutbesi
Veda Hutbesi, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) son haccında verdiği ve insanlara evrensel değerler ile insan haklarını vurguladığı önemli bir vaazdır. Bu hutbe, sosyal adalet, eşitlik ve kardeşlik gibi temel ilkeleri içerir; Müslümanların yaşamına ışık tutar.
Veda Hutbesi, İslam peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.v.) son haccı sırasında Arafat, Mina ve tekrar Mina’da, arife günü ile bayramın birinci ve ikinci günlerinde yapmış olduğu vaaz ve nasihatlerden oluşur. Bu hutbe, 124.000’den fazla Müslümana hitap etmiştir. Peygamberimizin Allahu Teâlâ tarafından insanlara doğru yolu göstermek için görevlendirilmelerinden sonra mübarek ağızlarından çıkan her söz, mana ve hakikatler yönünden beşeriyete birer rehberdir. Veda Hutbesi olarak bilinen bu son haclarında buyurdukları hususların ise ayrı bir ehemmiyeti vardır. Veda Hutbesi, değişmez prensip, kanun ve nizamlar olarak on dört asırdır, bütün insanlığa ulaşabildiği seviyenin çok üstünde bir insan hakları anlayışı getirmiştir.
Peygamber Efendimizin Veda Hutbesi“Hamd, Allah-ü Teâlâ’ya mahsustur. O’na hamd eder, O’ndan yardım diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizi günahlarımızdan Allahü Teâlâ’ya sığınırız. Allahü Teâlâ’nın doğru yola ilettiğini saptıracak, saptırdığını da doğru yola iletecek yoktur.”
Ey insanlar!Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.
Ashabım!Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.
Ashabım!Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi burada bulunanlar bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki burada bulunan kimse, bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur.
Ashabım!Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmuttalib’in oğlu (amcam) Abbas’ın faizidir. Lakin ana paranız size aittir. Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız.
Ashabım!Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davaları tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib’in torunu İlyas bin Rabia’nın kan davasıdır.
Ey insanlar!Muhakkak ki şeytan şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında ufak tefek işlerinizde ona uyarsınız, bu da onu memnun edecektir. Dinimizi korumak için bunlardan da sakınınız.
Ey insanlar!Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah’ın emri ile helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırsa Allah size onları yatakların yalnız bırakmanıza ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.
Ey müminler!Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir.
Müminler!Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz. Müslüman Müslümanın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslümanın kardeşinin kanı da, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğuyla vermişse o başkadır.
Ey insanlar!Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Her insanın mirastan hissesi ayrılmıştır. Mirasçıya vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuş ise ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet vardır. Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuz yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan köle Allah’ın, meleklerinin ve bütün insanların lanetine uğrasın. Cenab-ı Hak bu gibi insanların ne tövbelerini ne de adalet ve şehadetlerini kabul eder.
Ey insanlar!Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem’in çocuklarısınız. Adem ise topraktandır. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerine bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah’tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O’ndan en çok korkanınızdır. Azası kesik siyahi bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah’ın kitabı ile idare ederse onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Suçlu kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz. Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız: Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız. Allah’ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı haksız yere öldürmeyeceksiniz. Hırsızlık yapmayacaksınız. İnsanlar “la ilahe illallah” deyinceye kadar onlarla cihat etmek üzere emir olundum. Onlar bunu söyledikleri zaman kanlarını ve mallarını korumuş olurlar. Hesapları ise Allah’a aittir.
İnsanlar!Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? Sahabe-i kiram hep birden şöyle dediler: “Allah’ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz, diye şehadet ederiz”. Bunun üzerine Resul’ü Ekrem Efendimiz şehadet parmağını kaldırdı, sonra da cemaatin üzerine çevirip indirdi ve şöyle buyurdu:
Şahit ol ya Rabb! Şahit ol ya Rabb! Şahit ol ya Rabb!
|
vedahutbesi.gen.tr